Ailesinde meme kanseri öyküsü olması sebebiyle 24 senedir tertipli olarak kontrollerini yaptıran Ünal, 2022’de koltuk altında bir kitle bulunduğunu fark ederek Kırklareli Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi’ne müracaat etti.
Peşinden Kırklareli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne giden Ünal’a meydana getirilen tetkikler sonucunda meme kanseri teşhisi konuldu.
Edirne’deki Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde de mamografi, ultrason ve biyopsi meydana getirilen Ünal, erken evrede fark etmiş olduğu meme kanseri sebebiyle ameliyat oldu.
Bir süre kemoterapi ve ışın tedavisi gören Ünal, meme kanserini sıkıntılı bir tedavi sürecinin arkasından yenerek sağlığına kavuştu.
Ünal, AA muhabirine, koltuk altında bir kitle bulunduğunu fark ederek gittiği hastanede meydana getirilen tahlil ve tetkikler sonucu kanser bulunduğunu öğrendiğini söylemiş oldu.
Kanseri öğrendiğinde büyük bir üzüntü yaşadığını ifade eden Ünal, moral ve motivasyonunu yüksek tutmaya çalışırken, kanser yerine “ağır grip” ifadesini kullanmaya karar verdiğini belirtti.
Meme kanseri teşhisinden sonrasında zaman kaybetmeden ameliyat olarak tedavi sürecinin başladığını özetleyen Ünal, şöyleki konuştu:
“İlk öğrendiğimde doğal ki ‘niçin ben’ diye sorguladım, ağladım fakat sonrasında ellerimi açıp Tanrı’a teşekkür ettim. Bende öyleki bir inanç vardır, Rabbim sevilmiş olduğu kuluna dert verirmiş. Üzüldüm, ağladım, sorguladığım dönemler, isyan ettiğim, bağırdığım, ağladığım dönemler fazlaca oldu fakat inançla teslimiyete geçerek hakikaten kabullendiğiniz süre, iyi mi ki grip olduğumuzda belirli bir evresi var bu da onun şeklinde bir süreç. Uzun, yorucu ve zor bir yolculuğa çıkmıştım fakat inancımla motivasyonumla ben bu ‘ağır gribi’ atlattım.”
Ünal, ameliyat ve tedavi sonrası sağlığına kavuştuğunu ifade ederek, meme kanserine yakalanması ve atlatmasıyla beraber hayata bakış açısının fazlaca değiştiğini söylemiş oldu.
Kanserle kendi benliğinin farkına vardığını dile getiren Ünal, şunları kaydetti:
“Kendi duygunuzun farkına varıyorsunuz bundan dolayı ben hayatım süresince hep bir bölgelere yetişmeye çalıştım, birilerine yetişmeye çalıştım. Ben orada kendi farkındalığıma vardım. Duygu durumum doğal ki değişti. Kendimi ifade edebilen insan değildim, içine kapanıktım. Sonunda benim de duygularım, düşüncelerim, hislerim bulunduğunu hatırladım. En önemlisi ‘hayır’ demeyi öğrendim. İşin bilincinde olduğum için saçlarımı kestirmiştim. Kabul etmek kolay bir süreç değildi doğal ki. Ondan sonra bu bedenin size emanet bulunduğunun farkına varıyorsunuz. Duygu durumum fazlaca değişikti. Etrafımdaki insanları kırmaya başlamıştım. Onlar da ister istemez üzülüyordu fakat bana tepki göstermedikleri için bu süreci aştığımızı düşünüyorum. O süreçte insan hakikaten fazlaca sevildiğini anlıyor. Kimlerin benim yanımda bulunduğunu, kimlerin olmadığını fazlaca iyi öğrendim. Üzücü müydü, doğal ki üzücüydü. Benimle bu yolu yürümek isteyenlerle yürüdüm hala da o şekilde devam ediyorum.”